1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Belçika’da siyasi kriz derinleşiyor

Bernd Riegert, Ajanslar31 Ağustos 2007

Bir türlü federal hükümetin kurulamadığı Belçika’da, ülkenin Flamanca konuşulan bölgelerinin bağımsızlığı için referandum düzenlenmesini öngören bir yaza teklifi hazırlandı.

https://p.dw.com/p/BZyy
10 Haziran'daki seçimlerin ardından koalisyon arayışları başarısız oldu, Başbakan adayı Leterme görevi iade etti.
10 Haziran'daki seçimlerin ardından koalisyon arayışları başarısız oldu, Başbakan adayı Leterme görevi iade etti.Fotoğraf: AP

Avrupa Birliği’nin kurucuları arasında yer alan Belçika'daki siyasi kriz büyüyor. Son genel seçimlerde "Kahrolsun Belçika" sloganıyla yüzde 20'ye yakın oy toplayan Flaman Bloğu, ülkenin Flamanca konuşulan kesiminin bağımsızlığı için referandum düzenlenmesini öngören bir yasa teklifi hazırladı. Yaklaşık üç aydır federal hükümetten yoksun Belçika’daki krizin altında yatan ne peki?

Belçika’daki siyasi krizin ardında ekonomik ve tarihi nedenler yatıyor. Kuzeyde, Hollanda dilinin bir lehçesi kabul edilen Flamancayı konuşan Flamanlar yaşıyor. Güneyde ise Fransızca konuşan Valonlar bulunuyor.

Güneye kıyasla daha zengin olan Flamanlar’ın birçoğu artık Valonlara maddi katkı sağlamak istemiyor. Flaman siyasi partileri, “artık Valonların sosyal sigorta ve hastane masraflarını karşılamak istemiyoruz” sloganlarıyla dikkat çekiyor.

Ekonim dengesizlik

İki bölge arasında oluşan ekonomik dengesizlik giderek derinleşiyor. İşsizlik bunun açık bir göstergesi: Flamanların yaşadığı kesimde işsizlik oranı yüzde 8 dolayında. Buna karşılık Valonlar uzun süredir yüzde 20’lere varan işsizlikle mücadele ediyor.

Flaman-Valon geriliminde tarihi faktörler de etkili oluyor. Belçika’da 19’ncu yüzyılda var olan ekonomik ve siyasi denge, geçen yıllar içinde bir anlamda ters yüz oldu. O dönemde Valonlar maden ocakları ve sanayi tesislerinin ortaya çıktığı bölge olarak daha zenginken, günümüzde ticaret ve birçok Avrupa Birliği kuruluşuna ev sahipliği yapmanın da etkisiyle Flamanlar asıl varlıklı taraf haline geldi. Flamanlar, Fransızca konuşan Valonlar’ın bir zamanlar kendilerini egemen sınıf olarak hakir görmelerini hiçbir zaman unutmadılar.

İç savaşın eşiğine gelindi

Aslında Flamanlar ile Valonlar arasındaki gerilim her zaman varlığını korudu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Valonların referandumla Kral 3’ncü Leopold’u reddetmeleri ülkeyi neredeyse bir iç savaşın eşiğine sürükledi. Toplumlararası gerilimde şiddet artık Belçika’da konuşulmuyor. Buna karşılık Çekoslavakya’da, 1993’de yaşanan bir ayrılığın benzeri “barışçıl bir bölünme”nin Belçika’ya da uygulanıp uygulanamayacağı tartışılıyor. Nitekim, Belçika Fransızca Kamu Radyo-Televizyonu (RTBF), konuyla ilgili bir tartışma tartışma programında, dönemin Çekoslovakyasının sınırları ve koşulları ile Belçika'ya benzerliği vurgulandı, Çekoslavakya’nın bölünme süreci anlatılırken, “Her şey altı ayda içinde ve kolayca tamamlandı” görüşüne yer verildi.

Belçika’daki siyasi yapının karmaşıklığı da mevcut gerilimi artıran faktörlerden. Flaman, Valon ve Alman olmak üzere 3 toplumun ayrı bölgesel parlamentoları, hükümetleri, ayrı medya organları, üniversiteleri ve polis örgütleri var. Bu yapının en üstünde ise haziran ayında istifasını sunduktan sonra genel seçimlere rağmen bir daha kurulamayan federal hükümet yer alıyor.

Kriz, Flaman bölgesinde ikinci parti haline gelen, aşırı sağcı Flaman Bloğu gibi bağımsızlık talep edenlerin sayısını artırırken Valonlar da “Fransa’ya bağlanma” görüşünün daha yüksek sesle dile getirilmesine neden oluyor.