1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ermenistan seçimleri, soykırım siyasetini değiştirebilir

Christoph Hasselbach18 Şubat 2008

Ermenistan halkı Salı günü yeni Cumhurbaşkanıı seçmek için sandık başında. Seçim sonuçları, Ermenistan'ın soykırım siyaseti ve Türkiye ile ilişkilerin geleceğini de belirleyecek. DW'den Christoph Hasselbach'ın haberi:

https://p.dw.com/p/D9Ju
Ermenistan'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en şanslı adaylarından biri Levon Ter-Petrosian.
Ermenistan'daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en şanslı adaylarından biri Levon Ter-Petrosian.Fotoğraf: AP

Birinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında Osmanlı İmparatorluğu'nda kıyıma uğrayan, kimi katledilen, kimi çıkarıldıkları yolda hastalık ya da halsizlik yüzünden ölen Ermenilerin sayısına yönelik tahminler 300 bin ila 1,5 milyon arasında değişiyor. Sayı bir yana, asıl tartışma Ermeni nüfusa yönelik bu uygulamanın adının soykırım olup olmadığı, Osmanlı yönetiminin bir halk grubunu planlı olarak yok etmeyi isteyip istemediği noktasında yoğunlaşıyor.

Öte yandan, Ermine katliamını savaşın sonucu olarak görenler de var. Osmanlı İmparatorluğu'nun Hrıstiyan-Ermeni topluluğun sadakatinden kuşkulanmak için nedenleri vardı, çünkü bazı Ermeni grupları Birinci Dünya Savaşı'nı kendi devletlerini kurmak için fırsat olarak görmüştü.

Alman belgelerinde 1915 olayları

Onbinlerce Ermeninin yaşamını yitirdiği 1915 olayları üzerinde tarihçiler arasında farklı görüşler bulunuyor.
Onbinlerce Ermeninin yaşamını yitirdiği 1915 olayları üzerinde tarihçiler arasında farklı görüşler bulunuyor.Fotoğraf: AP

Türkiye hükümetleri şimdiye kadar Ermeni soykırımını reddettiler. Ama aksini iddia eden deliller çok güçlü. Bunların büyük bir kısmı da o dönemde Osmanlı İmparatorluğu ile sıkı işbirliği içindeki Alman Rayhı'nın diplomatlarından. İstanbul Konsolosu Mordtmann'ın 1915 Haziran'ında yolladığı mektup bunlardan bir örnek. Mektupta şöyle deniyor:

"Bunu askeri gerekçelerle haklı göstermek artık mümkün değil, söz konusu olan Talat Bey'in de birkaç hafta önce söylediği gibi Ermenileri yok etme harekâtıdır."

Almanya, bu mektuplara rağmen olayların dışında kalmayı tercih ederek suça ortak oldu. Savaştan sonra sorumlular mahkeme önüne çıkarıldığında, hepsi eski bakan olan üç kişi Almanya'ya kaçarak ölüm cezasından kurtuldu.

Ermenistan’ın dış politikasında ‘soykırım’

Bugün ise Ermeni devleti, 1915 olaylarının soykırım olarak tanınması için tüm dünyada mücadele ediyor. Bunun sonucu olarak da Ermenistan ile Türkiye arasında hala diplomatik ilişki kurulamadı ve sınır açılamadı.

Ermenistan seçimlerinde, ekonomi ve yolsuzluklarla mücadele kadar, Türkiye ile ilişkiler de önemli yer tutuyor.
Ermenistan seçimlerinde, ekonomi ve yolsuzluklarla mücadele kadar, Türkiye ile ilişkiler de önemli yer tutuyor.Fotoğraf: AP

Ermenistan Dışişleri bakanı Vartan Oskanyan, DW'ye verdiği bir demeçte bu konuda ahlaki bir sorumlulukları olduğunu şu sözlerle ifade etmişti:

"Soykırımın tanınması dış politikamızın bir parçası. Bu böyle ve böyle de kalacak. Her Ermeni hükümetinin bu konuda ahlaki bir sorumluluğu var. Ancak soykırımın tanınmasını Türkiye ile ilişkilerimizin normalleşmesi açısından bir koşul olarak görmüyoruz ve görmeyeceğiz."

Bugün Türkiye'de Ermeni soykırımından söz eden herkes, tatsız sonuçlarına katlanmak zorunda. Bir İsviçre gazetesine verdiği demeçten sonra hakkında dava açılan Orhan yazar Pamuk örneklerden biri.

Öte yandan uluslararası kamuoyu da Türkiye'ye baskı yapıyor. Fransız parlamentosu 2001 yılında soykırımın reddini ceza kapsamına alan bir kararı kabul etti. Ankara buna ekonomik boykot ile cevap verdi. Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'nun geçen yıl Ermeni soykırımından söze den bir karar alması, Türkiye'nin Washington büyükelçisinin geri çağrılması tepkisine yol açtı. Amerikan yönetimi önemli bir NATO partneri olan Türkiye ile ilişkileri tehlikeye sokmamak için Ermeniler konusunda soykırım ifadesinden kaçındı.

Önemli bir Türk azınlığın yaşadığı Almanya'da da parlamentonun bu konuda bir girişimde bulunması epeyce zaman aldı. Katliamdan 90 yıl sonra 2005 yılında parlamentonun kabul ettiği kararda Türkiye tarihi gerçekleri kabul edip sorumluluk almaya çağrıldı. Ama soykırım kelimesine karar metninde değil, sadece gerekçesinde yer verildi. Avrupa Parlamentosu ise birçok kararında, Türkiye'nin Ermeni soykırımını kabul etmesini, AB üyeliğinin ön koşulu olarak kabul etti.

Yeni seçilecek Ermenistan Devlet Başkanı hem tarihi sorumluluğunu yerine getirmek hem de komşusu Türkiye ile hayati önemdeki ilişkiyi geliştirmenin dengesini bulmak zorunda.