ONLINE: Porträt Mönchengladbach
17 Ağustos 2010Yıllar boyunca "Borussia Mönchengladbach" denince ilk akla gelen, futbolseverlerin hayranlığını kazanan hücum futbolu oldu. Çoğunluğunu genç oyuncuların oluşturduğu ve 70’li yıllarda Bundesliga’da hüküm süren takım, tempolu ve hücuma dayalı oyun tarzı ile dünya çapında "taylar" olarak anılırdı. Özellikle Günter Netzer, Jupp Heynckes, Bernd Rupp ve Herbert Laumen gibi hücuma dönük oyuncular, Borussia Mönchengladbach’ın bu lâkâp ile anılmasına yol açmışlardı.
Ligde ve Avrupa'da hâkimiyet
Alman futbolunda istatistiklere bakıldığında, Mönchengladbach hâlâ tüm zamanların en başarılı kulüpleri arasında yer alıyor. 42 bin üyesiyle, ülkenin en büyük altıncı kulübü olan Mönchengladbach, bugüne kadar beş kez Bundesliga şampiyonluğunu, üç kez Federasyon Kupası’nı kazandı, iki kez de UEFA Kupası şampiyonluğu yaşadı. 1 Ağustos 1900 tarihinde kurulan kulüp, 1965'te Bayern Münih ile birlikte Bundesliga’ya yükseldi. İki kulübün başa baş mücadelesi 10 yıl boyunca Almanya futbolunun en heyecan verici çekişmesi oldu. Fakat farklı maddi imkânlar, 1980’li yılların başında, iki kulüp arasındaki aranın açılmasına neden oldu. 1970’li yıllarda Mönchengladbach’da top koşturan ve daha sonra teknik direktörlük görevini üstlenen Horst Köppel, Bayern Münih’in 1974 Olimpiyatları için inşa edilen ve 1972’de işletilmeye başlanan Olimpiyat Stadı sayesinde çok daha yüksek gelir sahibi olduğunu hatırlatıyor ve kendilerinin de iyi futbolcularını satmak zorunda kalmaları yüzünden farkın daha da açıldığını anlatıyor. Eski milli futbolcu, 1980’li ve 1990’lı yıllarda bu farkın iyice hissedilir duruma geldiğini kaydediyor.
Son zafer Federasyon Kupası
Borussia Mönchengladbach’ın zafer serisi 1970’lerle birlikte son buldu. 1979’da kazanılan UEFA Kupası’nın ardından, 1995’teki Federasyon Kupası’na kadar, kulüp tek bir zafere imza atamadı. Siyah-beyaz-yeşillilerin kazandığı son kupa olan Federasyon Kupası’nda, dönemin orta saha oyuncusu Stefan Effenberg'in de rolü büyüktü. Effenberg, 16 yıl aradan sonra kazanılan bu kupada alın teri olan herkesin, hâlâ gurur duyduğunu söylüyor.
Kümede kalma mücadelesi ve yeni stat
Fakat gurur duyulacak başarılar da, geçmişin tozlu yapraklarında kaldı. 1990’lı yıllardan bu yana kulüp, iki kez küme düşüp tekrar 1'inci Lig’e yükseldi. 2004 yazında, sayısız başarıya sahne olmuş olan Bökelberg Stadı’ndan yeni stadyumu Borussia Park'a taşınan kulüp, Bundesliga’ya son kez yükselişinden bu yana üçüncü sezonuna hazırlanıyor. Daha önce 238 kez Mönchengladbach forması giymiş olan ve 2009 temmuzundan bu yana da takımın teknik direktörlüğünü üstlenen Michael Frontzeck, yeni stadın taraftarların beklentilerini daha da yükselttiğini ve yeni tesisler ile en kısa zamanda yeni başarılara imza atılacağının sanıldığını ancak daha fazla zamana ihtiyaçları olduğunu belirtiyor. Geçen sezon taraftarların, kötü dönemlerde de takımları konusunda sabırlı olduklarının görüldüğünü hatırlatan Frontzeck, sonuçta sezon için kendilerine koydukları hedeflerine ulaştıklarını ve kulübü adım adım geçmişin şanlı günlerine döndürme potansiyeline sahip olan genç bir ekipleri bulunduğunu belirtiyor.
İtinalı yapılanma ve ligde kendini kabul ettirme
Borussia Mönchengladbach, 2009/2010 sezonunun 32'nci haftasında, sezon sonunda şampiyonluğa adını yazdıran eski ezeli rakip Bayern Münih ile 1:1 berabere kalarak kümede kalmayı garantilemişti. Teknik direktör Michael Frontzeck ile birlikte Borussia’nın istikbali için titiz bir çalışma içinde olan yönetici Max Eberl de taraftarlardan sabırlı olmalarını ve takımın her sezon daha iyiye gideceğine inandığını söylüyor. Tecrübenin futbolda kalite anlamına geldiğini hatırlatan Eberl, geçen sezon önde gitmelerine rağmen kaybettikleri maçları, bu kez kazanmayı umduklarını belirtiyor. Eberl, 2010/2011 sezonu için hedefleri konusunda ise mütevazı ve sezonu kaçıncı sırada bitirecekleri yönünde somut bir ifade kullanmaktan kaçınarak, Bundesliga’nın ayrılmaz bir parçası olduklarını vurgulayacak bir sonuç elde etmek istediklerini dile getiriyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Calle Kops / Aydın Üstünel
Editör: Ufuk Çakır