Paris'te bir hafta sonu
Dünyanın en güzel kentleri arasında sayılan Paris'te bir hafta sonu geçirmeyi planlıyorsanız, size ilginizi çekebilecek, gezebileceğiniz 10 önemli noktaya mutlaka gitmenizi öneriyoruz.
Paris'e tepeden bakmak
Montparnasse'daki bu kule tam 210 metre yüksekliğinde. Buradan kentin tamamı özellikle de Eyfel Kulesi görülebiliyor. Bu karede Eyfel Kulesi'nin arkasında La Defense semtindeki yüksek binalara kadar uzanan bir manzaraya sahipsiniz. La Defense lüks büroları ile Avrupa'nın en önemli iş merkezi olarak tanınıyor.
Eyfel Kulesi
324 metre yüksekliğinde. Yılda yedi milyon kişinin ziyaret etmek için bilet aldığı dünyanın en çok görülmeye değer yerlerinden biri. 17 Euro tutarında biletle bir asansörle kulenin en tepesine çıkmak mümkün. Ancak merdivenle çıkmaya karar verenler de yine bilet almak zorunda. Chaillot Sarayı'ndan bakıldığında kule böyle görünüyor.
Sacré Coeur
Sacré Coeur bazilikası Montmartre mahallesinde ve turistlerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerden. Bizans mimarisinden etkilenilerek yapılan bazilikayı ziyaret etmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturuyor. En rahat gezilebildiği saatler ise sabah ve akşam saatleri. Terasın alt kısmında turistlerin oturduğu bu nokta 'Aşk şehri' Paris'te güneşin batışının seyredilebileceği en güzel yerlerden biri.
Nehir kenarı
Paris yürüyerek keşfedilmeyi bekleyen bir kent. Nisan ayı başından itibaren nehrin kenarında, otomobil gürültüsünden uzak gezintiler yapabilirsiniz. Bastille Meydanı'ndan Eyfel Kulesi'ne kadar nehir kenarı boyunca yürüyüş yapılabilecek mesafe yedi kilometre uzunluğunda.
Louvre Müzesi
Louvre dünyanın en büyük müzelerinden biri. En çok Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa tablosu vesilesiyle ziyaretçi akınına uğruyor. Ancak müzeyi ziyaret etmek isteyenlerin bir tek günde müzede sergilenen 35 bin eseri görebilmesi mümkün değil. Bu nedenle müzeyi ziyaret etmeden önce görmek istediğiniz eserleri önceden seçmeniz tavsiye ediliyor.
Louis Vuitton Müzesi
Paris müze ve galeriler açısından çok zengin bir kent. 2014 yılından bu yana kentteki müzelere bir yenisi daha eklendi. Bois de Boulogne parkında inşa edilen Louis Vuitton Müzesi. Müze mimar Frank Gehry tarafından tasarlandı. Müzede çağdaş sanat eserleri sergileniyor. Mimari yapısının ilginç olması nedeniyle de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
La Canopée
Paris'in merkezindeki haller semti 2016 Nisan'ından bu yana yeniden düzenlendi. İki futbol sahası büyüklüğündeki La Canopee adı verilen alışveriş ve yaşam merkezi; tren garı, alışveriş merkezi, restoranlar ve çok sayıda kültür-sanat merkezini çatısı altında topluyor.
Galeri Lafayette
Paris'te alışveriş mağazalarına 19. yüzyılın damgasını vurduğu söylenebilir. Buna en güzel örneklerden birisi Galeries Lafayette. 42 metre yüksekliğinde, operadaki locaları andıran mimariyi cam kubbe tamamlıyor. Tüketimin mimariyle birbirini tamamladığı önemli bir yapı.
Mola kültü
Paris insanların yorulduğunda biraz oturup mola verebileceği birbirinden güzel yerlere sahip. Louvre'daki Tuilleries Bahçesi bunlardan biri. Yeşil metal sandalyeler parkın adeta kült sayılabilecek sembolü. Sandalyeler 1923 yılında, sanayi döneminde tasarlanmış. Burada oturmak 1974 yılına kadar ücretliydi.
Atıştırmalıklar
Paris'te lezzetli yemek yiyebilmek için çok fazla para harcamak şart değil. Marais Bölgesi'ndeki Yahudi mahallesi buna güzel bir örnek. Burada Rue des Rosiers'de kentin en iyi falafelini yemek mümkün. Küçük dükkânlar, kitapçılar ve büfelerin bulunduğu bu semt gezmek için ideal. © Deutsche Welle Türkçe