Salgın endişesi: Kızamık hastalığı neden yayılıyor?
4 Temmuz 2023Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de kızamık vakalarında artış gözlemleniyor. Sağlık Bakanlığı tarafından Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) bildirilen resmi verilere göre, Türkiye'de 2023'ün ilk 4 ayında bin 440 kızamık vakası görüldü. Hastalık, Ocak ayında 193, Şubat ayında 340, Mart ayında 445 ve Nisan ayında 462 vaka olarak kayıtlara geçti. Veriler, Türkiye'de kızamık vakalarında düzenli bir artış olduğunu gösteriyor.
Ölümcül olabilen ve yüksek derecede bulaşıcı olan bu hastalığı önlemek aslında aşıyla mümkün. DSÖ'nün verilerine göre kızamık aşısı 2000-2021 yılları arasında 56 milyon ölümün önüne geçti. Bu nedenle de vakalardaki artışın sebeplerinden birinin korona salgını döneminde yükselen aşı karşıtlığının olduğu tahmin ediliyor. Ancak uzmanlar göre tek neden aşı karşıtlığı değil.
"Aşılanmayan bir nüfus birikti"
DW Türkçe'ye konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Başkanı Gamze Varol, hastalıktaki artışın "salgın" olduğunu savunuyor. 2000'li yılların başına kadar yıllık vaka sayısının 10'u bulmadığını, bu tarihlerden sonra ise aşılanmayan nüfus biriktiğini ifade eden Varol, "Aşılanmayan ciddi bir nüfus var. Aşı ile sadece bireyi korumaya yönelik değil. Bulaşmayı da engelleyerek toplumsal koruyuculuğu da sağlamış olursunuz" diyor.
Sağlık sistemindeki sorunlar nedeniyle aşılanmayan nüfusun da kızamık vakalarının artışına sebep olduğunu vurgulayan Varol, "2010 yılından sonraki sistemin kapsayıcı herkesin erişebileceği, bölge tabanlı, nitelikli sağlık hizmetlerini başvurana, başvuranın ayağına götürecek bir örgütlenmeden; nüfus tabanlı, kişiye bırakılacak hizmetlere doğru indirgediğimiz için aslında bunları yaşıyoruz. Aslında olması gereken bölge bölge çalışıp o bölgedeki aşılanacak çocuk nüfusunun belirlenmesiydi. Yani hedef nüfusun net ve bilinir olması gerekir. Temel sağlık hizmeti dediğimiz birinci basamakta olmazsa olmaz dediğimiz, sakatlığı engelleyen hayat kurtaran hizmetin bu şekilde yürütülmesi lazım" diyor.
Sistemin değiştiğini, insanların istediği zaman hekime kaydolduğunu ya da olmadığını söyleyen Varol, "Kayıtlı olmayan, göç halinde olan, yer değiştiren vesaire pek çok faktör burada etkili olabiliyor. Bu nedenle aile hekimliği sistemine kayıtlı olmayan çocukların olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla aşı düzeyleri çok yüksekmiş gibi görünse de bunlar aile hekimlerine kayıtlı olup da aşı yaptıranlar üzerinden değerlendiriliyor olabilir. Biz o zaman hiç kayıtlı olmayanları bilmiyoruz, değerlendirme dışında bırakıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Koca: Salgın söz konusu değil
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da iki hafta kadar önce Türkiye'de kızamık hastalığındaki artışı doğrularken aşı kapsayıcılığının yüzde 95 seviyesinde olduğunu duyurmuştu. Bakan Koca, yabancılar ve göçmenlerdeki oranın ise yüzde 87-92 bandında olduğuna dikkat çekmişti. Koca, Pazartesi günü yapılan Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada ise vakaların yüzde 86'sının İstanbul'da tespit edildiğini, bir salgının söz konusu olmadığını ve durumun kontrol altında tutulduğunu söyledi. Filyasyon çalışmasının sıkı şekilde uygulandığını ifade eden Koca, ailelere de çocuklarına kızamık aşısı yaptırmaları çağrısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı, "Bağışıklama Danışma Kurulu" ve "Kızamık Doğrulama Komitesi"nin aldığı kararlar doğrultusunda Ocak ayından bu yana kızamık temaslıları ile kontrol çalışmaları yürütülüyor. Tüm temaslılar takibe alınıyor. Vaka görülen bölgelerde saha çalışmaları yapılarak aşısız ya da eksik aşılı çocukların aşılanması sağlanıyor. Aile hekimleri de kendilerine kayıtlı olan çocuklar konusunda aşıların tamamlanması için uyarıldı.
Göçmenler mi artırdı?
Özellikle sosyal medyada kızamık hastalığının Türkiye'ye gelen Afganistan ve Suriyeli göçmenler nedeniyle arttığı iddia ediliyor.
Ancak Gamze Varol durumun düşünüldüğü gibi olmadığını söylüyor. Türkiye'nin 2013 yılından bu yana pek çok yerden göç aldığını hatırlatan Varol, "2013'te de benzer bir salgın oldu, Suriyeliler suçlandı. Evet, Suriyeli nüfusta da kızamık olgusu vardı ama o dönemde kızamık olgularını incelediğimizde esas duyarlı nüfusun Türk vatandaşları olduğu belirlendi. 'Virüs ülkeye Suriyeliler tarafından girmiş olabilir' denildi, ama moleküler genetik yapısı incelendiğinde aslında Avrupa kökenli olduğu ve esas duyarlı nüfusun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğu ortaya çıktı. Hatta özellikle Rusların geldiği Antalya, Alanya bölgesinde lokalize salgınlar oldu. Gelenlerin bölgesinde aşılanma politikası farklı olduğu için buraya gelen ve aslında kızamık olanlar duyarlı nüfusa tatil yörelerinde bunları yaydılar" diyor.
Nörolojik hasara da yol açabilir
Kızamık virüsü çok hızlı yayılan bir virüs. Hekimlerin tabiri ile virüs "kapı deliğinden görülse bile" bulaşabilir. Kızamık vakalarında hesaplanan ölüm oranı ise binde 6. Ancak iyi beslenememe, toplu yaşanılan yerlerde bu oranın artma riski var.
Varol, hastalığın yaratabileceği tehlikelere "Ölümden koruyabilecek bir silah varken bunu kullanmadığımızda öldürücü olabilen sakatlığa yol açabilen bulaşıcı bir hastalık. Önerimiz, hastalıktan korunmanın temel yolu kızamık aşısı ile aşılanmak. Kızamık çok masum gibi görünüyor ama çok da masum değil. İshal, zatürre gibi hastalıklara yol açabiliyor. Bununla bağlantılı kızamık geçirdikten sonra genç yaşlarda nörolojik hasara neden olan bir başka rahatsızlığa da neden olabiliyor" şeklinde dikkat çekiyor.
İstanbul Tabip Odası, İstanbul'da iki çocuğun kızamık nedeniyle hayatını kaybettiğini açıklamış, ancak Bakanlık bu iddiayı doğrulamamıştı. Bakan Fahrettin Koca, kızamığa bağlı hiçbir ölüm gerçekleşmediğini söyledi.
Hastalığın belirtileri neler?
Kızamık aşısının ilk dozu 1 yaşında, ikinci dozu ise çocuğun 2'inci yaşında uygulanıyor. Çocuğunu aşılatmayan aileler ise bu durumu bir tutanak ile sağlık kurumlarına bildiriyor.
İki doz aşı yapılmasının hayat kurtardığını kaydeden Gamze Varol, "12'inci ay normalde en erken dönem. Ancak şu an içinde bulunduğumuz salgın ortamında çocukların daha erken aylarda aşılanması hayati önemde. Çünkü kızamık virüsü çok dolaşımdayken ve 12'nci aya kadar beklerken çocuk duyarlı olabilir. Bu nedenle 9'uncu ayda aşılama öneriyoruz. Hatta yaygın görüldüğü bölgelerde 6'ncı aya çekilebileceğine dair bilimsel yayınlar var" dedi. Varol, ailelere duyarlı olunması çağrısı da yaptı.
Doktor Varol, bir çocuğun yakın çevresinde kızamık hastalığı tespit edildiyse ve çocuk aşısız ise kesinlikle bu hastalığın bulaşacağını söyledi. Varol, hastalığın grip ve nezlede olduğu gibi ateş, burun akıntısı, öksürük, halsizlik görülebileceğini ve deride döküntüler de olacağını kaydetti. Belirtilerin gerçekleşmesi durumunda hemen hastaneye başvurulması gerekiyor.