1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump 2.0: Bölgesel gerginlikler nasıl etkilenecek?

Berrak Güngör
10 Kasım 2024

Donald Trump'ın ikinci kez başkan olması, Ukrayna Savaşı'nda veya İsrail ile İran arasında yaşanan gerginlikte nasıl bir değişime yol açabilir? Trump'ın ikinci dönemi Türkiye'yi nasıl etkiler?

https://p.dw.com/p/4mqbf
ABD Başkanı Donald Trump
ABD Başkanı Donald TrumpFotoğraf: Alex Brandon/AP/picture alliance

ABD'de yapılan başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın yeniden başkan seçilmesi ile küresel politikadaki denklemlerin yeniden şekillenmesi bekleniyor.

Özellikle Rusya-Ukrayna savaşının seyri, NATO ile ilişkiler, Ortadoğu'daki gerilim gibi kritik meselelerde Trump'ın yaklaşımı, dünya çapında derin etkiler yaratacak gibi görünüyor. Trump ilk görev döneminde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri ve NATO'ya karşı eleştirileriyle tanınırken, Ortadoğu'daki stratejik hamleleri de tarihsel olarak tartışmalıydı. Ayrıca İran'la ilişkiler konusunda da geçmişteki sert tutumu, yeni bir dönemde nasıl evrileceği sorusunu gündeme getiriyor. Peki, Trump'ın ikinci döneminde bu küresel krizler nasıl şekillenecek ve uluslararası dengelerde ne tür kaymalar yaşanabilir?

Ukrayna Savaşı nasıl etkilenecek?

Trump'ın ikinci döneminde belirgin bir değişim yaşanması beklenen konulardan biri Rusya-Ukrayna Savaşı. ABD seçimlerinden önce Trump'ın göçmen konusu krizi dışında belki de en çok destek görmesini sağlayan sebeplerden biri de bu savaşa dair yaklaşımı oldu. Trump, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısının "kısmi" olarak Batı'nın, özellikle NATO'nun "provokasyonu" nedeniyle gerçekleştiğini savundu. Trump, Rusya'nın işgalini "felaket bir hata" olarak tanımlasa da Rusya'yla müzakereler yapılmasını önerdi. ABD seçmeninin en büyük sorunlarından birinin ekonomi olduğunu defalarca dile getiren Trump, ülkesinin kaynaklarının Ukrayna için kullanılmasına da defalarca karşı çıktı.

Trump'ın ikinci döneminin Ukrayna için ne anlama geleceği tartışmaları da gündemde. Moskova Devlet Dil Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Yurtdışı Bölgesel Araştırmalar Bölümü'nde Doç. Dr. İkbal Dürre, DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirmede "Trump döneminde Ukrayna Savaşı'nın dondurulma sürecinin daha hızlı gelişeceği kesin. Trump, bu savaş için daha fazla para harcamak istemiyor" diyor. 

Dürre'ye göre Trump'ın Rusya-Ukrayna savaşına dair genel politikası "gerginliği bir an önce bitirmek" olacak. Bunu yaparken Rusya'nın taleplerini gözetmesi ihtimali büyük endişe yaratan konulardan biri. Seçimlerden önce Trump'ın kazanması halinde, Putin'in talepleri doğrultusunda bir barış çerçevesi önereceği üzerinde duruluyordu. Rusya Devlet Başkanı Putin'in Trump'ı tebrik ettiği açıklaması da bu endişeleri güçlendirdi. Putin, "Ukrayna sınırının, tarihi topraklar olarak gördüğümüz belirli bölgelerde yaşayan halkın egemenlik kararları doğrultusunda belirlenmesi gerekiyor" demişti.

Ukranya Devlet Başkanı Zelenskiy ve Donald Trump
Trump'ın ikinci döneminin Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik savaşını etkilemesi bekleniyor. Trump, 27 Eylül'de New York'ta Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile bir araya gelmiştiFotoğraf: Ukrainian Presidency/abaca/picture alliance

Dürre, Ukrayna Savaşı'nın yavaşlayacağından emin olmasına rağmen yine de Trump'ın gelişinin Rusya için bazı zorlukları da getireceğine vurgu yapıyor: "Ukrayna Savaşı bundan sonra artık bir inişe geçecek ama bu her şeyin Rusya için toz pembe olacağı anlamına gelmez. Çünkü Rusya'ya yaptırımlar devam edecek. Özellikle Rusya'nın şu andaki müttefiki olan İran ve Çin'e yaptırımlar giderek artacak. Bunların da tabii ki Rusya'ya negatif etkisi olacak. Aynı zamanda Rusya ile şu anda kendi para birimleriyle ticaret yapan ülkeler ABD dolarından vazgeçtikleri için o ülkelere de baskı artacak. Dolasıyla Ukrayna Savaşı bağlamında belki Rusya'yı daha olumlu bir süreç beklese de genel anlamda belirsiz kalan birçok şey de var."

Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'den hoşlanmadığını belirten Dürre, yeni ABD yönetimi süresince Ukrayna'da iktidar değişimi görülebileceği yönünde değerlendirmede bulunuyor: "Trump Zelenskiy'i sevmiyor çünkü Zelenskiy Biden'ın oğluyla ilgili yolsuzluk dosyalarını Trump istediğinde vermemişti. Aynı zamanda Ukrayna Savaşı'nın durdurulması bir yana Trump döneminde Ukrayna'da bir iktidar değişikliğine de tanık olabiliriz. Dediğim gibi bunda birçok etken var. Bu etkenlerden biri de Trump'ın Zelenskiy'den hoşlanmaması."

Türkiye ile ilişkilerdeki en önemli konulardan biri Suriye

Donald Trump'ın ikinci döneminde Türkiye ile ilişkilerin nasıl şekilleneceği merak konusu. Trump'ın seçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri dönüşünde uçakta verdiği demeçlerle dikkat çekti. Erdoğan, Trump'ın ikinci dönemini tebrik ederken devam eden küresel krizler için de arabuluculuk çağrısı yaptı. Özellikle Ukrayna Savaşı için Cumhurbaşkanı, "Biz bu savaşı kolaylıkla bitirebiliriz" mesajını verdi.

Erdoğan ve Trump Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te
Erdoğan, Trump'ın ilk görev döneminde, 13 Kasım 2019'da Beyaz Saray'da konuk edilmişti Fotoğraf: Alex Wong/Getty Images

Erdoğan'ın söz konusu açıklamalarını DW Türkçe için değerlendiren siyaset bilimci Soli Özel, "Cumhurbaşkanı, Trump'ın seçilmesinden dolayı büyük bir memnuniyet içerisinde" diyor. Erdoğan'ın Trump'tan beklentilerini sıralayan Özel, "Beklentisi de Biden döneminde kendisinden esirgenen iletişimi kurabileceği" değerlendirmesinde bulunuyor. Özel'e göre Erdoğan için Trump, istediği zaman temasa geçebileceği bir ABD Başkanı. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir ilişki kurma beklentisi var. Ancak Özel yeni Trump dönemi için şu vurguyu yapıyor: "Önümüzdeki dönem 2017-2021 konjonktüründen çok farklı olacak."

NATO müttefiki olan ABD ve Türkiye'nin ilişkilerinde kırgınlığı artıran önemli sorunları da var. F-35 ve F-16 krizi, Suriye politikası, İran ve Rusya'ya yönelik yaptırımlar, Kıbrıs konusu bu uzun listenin önemli başlıklarından. Ancak yeni dönemde Türkiye ve ABD arasındaki ilişkinin seyrini belirleyecek belki de en önemli konu, Suriye.

Soli Özel de bu konuya işaret ediyor: "Türkiye açısından önemli bir konu da ABD'nin Suriye'den çekilmesi. Erdoğan, Trump'ın bunu yapacağını düşünüyor. Çekilirse oradan Türkiye'nin harekât yapmasının önü mü açılacak onu göreceğiz. Trump eğer Pentagon'u dinlemezse bu konuda Ankara'ya yeşil ışık yakabilir. Ancak bunun karşılığında Türkiye'den Suriye'nin kuzeyindeki cihatçılarla etkili bir şekilde mücadele etmesini isteyebilir. Çünkü Trump'a bir şey vermezseniz, ondan bir şey alamazsınız" değerlendirmesini yapıyor.

Siyaset bilimci Soli Özel
Siyaset bilimci Soli ÖzelFotoğraf: Robert Bosch Academy/Ausserhofer

Siyaset bilimci Özel'in bahsettiği "Pentagon'u dinlememe durumu geçerli" olursa F-16 ve F-35 krizi de beklenilenden çok daha kısa bir şekilde çözülebilir. Çünkü her ne kadar Türkiye F-35 programından Trump döneminde çıkarılmış olsa da bunun arkasında Pentagon ve Kongre'nin yaptığı baskı öne çıkıyordu. Trump'ın pragmatik bir çerçevede yapılmasını öngördüğü diplomatik manevralar Pentagon ve Kongre'nin tavrı sebebiyle sınırlanmıştı. Ancak bu dönemin farklı olabileceğine dair sinyaller de gelmeye başladı. Trump'a destek veren Robert F. Kennedy'nin Suriye'ye ilişkin açıklamaları bu sinyaller arasında değerlendirildi.

Robert F. Kennedy Jr.'ın Suriye konusuna dair demeçlerine ilişkin olarak Özel, Trump'ın Kennedy'nin dediği gibi harita üzerinde Ortadoğu ülkelerini ezbere bir şekilde askeri güçlerine kadar yazabileceğine inanmadığını söylüyor ama yine de böyle bir açıklamanın zamanlama açısından önemli olduğu görüşünde. Kennedy geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, "Geçen gün Başkan Trump ile aynı uçaktaydım, Ortadoğu'dan konuşuyorduk, bir kağıt parçası çıkardı ve üstüne tüm ulusların olduğu bir Ortadoğu haritası çizdi, ki çoğu Amerikalı bunu yapamaz. Sonra da her ülkenin askeri gücünü yazdı. Özellikle Suriye ve Türkiye sınırına baktı ve 'Suriye ve Türkiye sınırında 500 adamımız var!' dedi ve bombalanan küçük bir kampı gösterdi. Türkiye'de 750 bin asker olduğunu söyledi, Suriye'de de 250 bin. 'Eğer bunlar birbirine girerse biz ortada kalırız' dedi. Kurmaylarına (öyle bir durumda) 'Bu 500 adama ne olur' diye sordu. Kurmayları da 'mayın eşeği olacak' dedi. Bunun üzerine Trump 'Onları oradan çıkarın!' dedi" ifadelerini kullanmıştı.

İsrail-İran gerilimi

Trump'ın ikinci dönemi Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta belirleyici olduğu kadar Ortadoğu'da devam eden savaş için de değişimin habercisi olabilir. Ancak bu "savaşın biteceği" anlamına gelmeyebilir.

Donald Trump, 26 Temmuz'da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Florida'da da bir araya gelmişti
Donald Trump, geçen görev döneminde İsrail lehine kararlar almıştı. Trump, 26 Temmuz'da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile Florida'da da bir araya gelmiştiFotoğraf: Amos Ben Gershom/IMAGO/ZUMA Press Wire

Başkanlığının ilk döneminde de İran'a karşı sert tavrıyla bilinen Trump'ın, İsrail ile savaşan İran'ın vekil güçlerinin oluşturduğu Direniş Ekseni'ne karşı müttefikini savunmaya devam etmesi bekleniyor. Gazze'de başlayarak Lübnan'a sıçrayan bu çatışmaların Trump döneminde İran'a da topyekûn yayılması endişeleri gündemde. İsrail-İran gerilimine dönüşen bu savaşta atılacak hamlelerin de Tahran eksenli olabileceği öngörülüyor. İsrail'in ABD'nin seçim gününde verdiği kritik kararlar da buna işaret ediyor.

Siyaset bilimci Soli Özel, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden almasının asla bir tesadüf olmadığını söylüyor: "Çok uğraştı Trump seçilsin diye. Gallant'ı Biden yönetimi sakınıyordu ve ondan kurtuldu. Daha kolay boyun eğecek birini (Israel Katz) ve önceden kendisine bayrak açıp sonrasında destek veren kişiyi (Gideon Saar) göreve getirdi. Bana kalırsa İran'ı kaşıyor. Biden'ı dinlemesi için de artık bir neden yok. Trump 'ben göreve gelmeden Netanyahu'ya bu işi bitir' dedi diye yazıldığını okumuştum. Biden'ın 13 ayda yapmadıklarını kalan iki buçuk ayda yapıp yapmayacağı merak konusu."

İran uzmanı Arif Keskin
İran uzmanı Arif KeskinFotoğraf: Privat

Biden'ın kalan son iki ayında tarihe geçme adımı atabileceğini düşünenlerden biri de İran uzmanı Arif Keskin. "İran yönetimi Trump'ın seçilmesinden mutlu değil ve ciddi bir endişe duyuyorlar" diyen Keskin, "Neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlar" diye konuşuyor.

Keskin, yaşı itibarıyla bir daha siyasi arenada görünmeyeceğini bilen Biden'ın kalan son iki ayında kendince tarihe geçecek hamleler atabileceğinin İran'da konuşulduğunu ifade ediyor. Bu hamle de İran'a göre ABD'nin doğrudan saldırması ihtimali.

Arif Keskin şu değerlendirmeyi aktarıyor: "Pezeşkiyan önemli sorunlarla karşı karşıya kalacak Trump'ın gelişiyle. Çünkü kendisinin nükleer müzakereler ve Batı ile kurmak istediği ilişkiler iyice zorlaşmış oldu. Pezeşkiyan'ın dışında İran Devrim Muhafızlarının da işi ciddi oranda zorlaştı. Çünkü Trump, Kasım Süleymani'yi öldüren ABD Başkanı idi. Bu nedenle onların hafızasına yerleşmiş durumda. İran'ın, Irak'ta, Lübnan'da Direniş Ekseni'ni destekleme konusunda işi daha da zorlaştı. İsrail'e yanıt verecekti ama artık eskisi kadar sert bir yanıt veremez. İran, iki kez İsrail'i vurdu, çünkü Biden yönetimindeki ABD'nin onları vurmayacağından emindi. Zaten aralarında dolaylı bir görüşme de olmuştu. Ama Trump yönetimiyle böyle bir koordinasyon kurulması zor. Ve İran, Trump yönetiminin İran'ı vurmayacağından emin değil. Aslında bu artık Biden için de geçerli. Biden'ın Trump göreve başlayana kadar bir şeyler yapması da olası tarihte kalmak için. Haliyle çok tehlikeli bir sürece girildi. İranlılar bunu da hesaplıyorlar. Biden'ın görevi bırakmadan İran'ı vurma ihtimali de İran'da konuşulan ve endişe edilen konulardan biri."

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?