1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Trump Türkiye açıklaması ile ne demek istedi?

17 Aralık 2024

Donald Trump seçimler sonrası düzenlediği ilk basın toplantısında Esad'ın devrilmesinin arkasında Türkiye'nin olduğunu söyledi, bölgeden asker çekme niyetini tekrarladı. Peki bu bölge için ne anlama geliyor?

https://p.dw.com/p/4oFET
Donald Trump
Donald Trump Fotoğraf: Heather Khalifa/AP Photo/picture alliance

Beyaz Saray'da göreve başlamaya gün sayan Donald Trump başkanlık seçimlerinin ardından düzenlediği ilk basın toplantısında Suriye'deki gelişmeler ve Türkiye ile ilişkilere dair önemli mesajlar verdi.

Florida'daki evi Mar-a-Lago'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, Suriye'de kalan az sayıdaki Amerikan askerini çekme niyetini tekrarladı, Beşar Esad'ın devrilmesinin arkasında Türkiye'nin olduğuna inandığını söyledi.

Trump, "Türkiye bu işin arkasında. O (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan) çok akıllı bir adam. Bunu bin yıldır istiyorlardı ve aldı. İçeri (Şam'a) giren o insanlar Türkiye tarafından kontrol ediliyor ve bu sorun değil, savaşmanın başka bir yolu" diye konuştu.

Müstakbel ABD Başkanı bölgede kazananın Türkiye olacağına inandığını da söyledi: "Nihayetinde ne olacağını kimse bilmiyor. Ama bence (kazanan) Türkiye olacak. Erdoğan çok akıllı ve çok sert bir adam."

Türkiye'nin Suriye'de kontrolü "dostane olmayan ancak çok fazla can kaybı da yaşanmayan" bir şekilde ele geçirdiğini ifade eden Trump, Suriye'nin devrik lideri Beşar Esad için "Bir kasap olduğunu söyleyebilirim, çocuklara neler yaptığını hatırlıyorsunuz" diye konuştu.

Erdoğan için "çok iyi anlaştığım birisi" diyen Trump, "Türkiye çok büyük bir askeri güç ve savaşlarla yıpranmamış durumda. (Erdoğan) Güçlü bir ordu inşa etti" dedi.

Göreve geldiğinde ABD'nin "5 bin askerle, 250 bin kişilik Kürt gücü ve 5 milyonluk bir ordu arasında" durduğunu anlatan Trump, konuyu generallerine danıştığını ve askerleri bölgeden çekme kararı aldığını hatırlattı, şimdi 900 Amerikan askerinin benzer durumda olduğunu söyledi.

Zırhlı araç üzerinde silahlı bir YPG militanı
Türkiye YPG'yi PKK'nın Suriye kolu olarak görüyorFotoğraf: Baderkhan Ahmad/AP/dpa/picture alliance

Aynı konu 2019'da Ankara-Washington ilişkilerini gerdi

Trump'ın bu açıklamaları Suriye konusundaki geleneksel duruşuyla uyumlu görülüyor. Ancak Türkiye'nin Ekim 2019'da Suriye'nin kuzeyindeki silahlı Kürt gruplara yönelik başlattığı Barış Pınarı Harekâtı Washington-Ankara ilişkilerini yıpratmıştı.

Türkiye'nin Suriye topraklarına saldırı başlattığı gün, 9 Ekim 2019'da, Erdoğan'a bir mektup gönderen ve "Türk ekonomisini mahvetmekle" tehdit eden Trump, "Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım" diye yazmıştı. Trump, Erdoğan'a gönderdiği mektuba Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi'nin Türkiye ile müzakere etmek istediğini ve bazı tavizler verme niyetinde olduğunu belirttiği mektubunu da eklemişti.

Türkiye SDG'nin omurgasını oluşturan YPG'yi PKK'nın Suriye kolu olarak görüyor, terör örgütü sayıyor.

Mektuptan günler sonra bu kez 23 Ekim 2019'da Beyaz Saray'da kameralar karşısına geçen Trump, "Türkiye, Suriye ve Kürtlerin tüm fraksiyonları yüzlerce yıldır savaşıyor. Onlar için harika işler yaptık ama şimdi çekiliyoruz. Sözde orada 30 gün kalmalıydık, 10 yıl oldu" demişti.

Trump aynı konuşmada SGD komutanı Mazlum Abdi için "harika bir adam" ifadesini de kullanmıştı.

Kennedy ve Trump'ın Suriye diyaloğu

Trump'ın Sağlık Bakanı olarak aday gösterdiği Robert F. Kennedy Jr., geçen Kasım ayında müstakbel Başkan ile Suriye konusunda konuştuklarını anlatmıştı.

Kennedy Jr., "Geçen gün Başkan Trump ile uçaktaydım ve Ortadoğu hakkında konuşuyorduk... Özellikle Suriye ile Türkiye arasındaki sınıra bakıyordu. 'Suriye-Türkiye sınırında 500 askerimiz var' dedi. 'Türkiye'de 750 bin asker var, Suriye'de 250 bin asker var. Onlar birbiriyle çatışırsa, biz ortada kalırız' dedi" ifadelerini kullandı.

Sonrasında da Trump'ın o askerlerin Suriye'den çekilmesini istediğini anlattı.

Trump başkanlık koltuğuna oturunca ne yapacak?

Uzmanlar, Türkiye-ABD ilişkilerinin bugün 2019'da olduğundan daha farklı bir seviyede olduğuna dikkat çekiyor. Trump'ın Erdoğan'a "Aptallık etme" diye yazdığı dönem, iki ülke ilişkilerinin en dip seviyeye gerilediği Rahip Brunson krizini izliyor.

Silahlı iki YPG militanı
Suriye'nin kuzeyinde silahlı YPG militanlarıFotoğraf: Baderkhan Ahmad/AP/dpa/picture alliance

Yakın dönemde Ankara'nın İsveç'in NATO'ya katılımına onay vermesi ve peşinden ABD'nin Türkiye'ye F-16 savaş uçağı satışına yeşil ışık yakması iki başkent arasında buzları eriten gelişmeler oldu.

Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk yapabilecek konumunun da Ankara'nın elini güçlendirdiği yorumu yapılıyor. Batılı ülkeler ve Rusya arasında geçen Ağustos ayında Ankara'da gerçekleşen tutuklu takası gibi gelişmelerin Türkiye'nin önemini artırdığı belirtiliyor.

İtalya merkezli düşünce kuruluşu Istituto Affari Internazionali'dan Ortadoğu uzmanı Maria Luisa Fantappie, Suriye konusunda zaten isteksiz olan Trump'a Türkiye'nin kendi pozisyonu lehine baskı yapmasının muhtemel olduğunu belirtiyor.

Fox News'e konuşan Middle East Institute (MEI) Suriye programı direktörü Charles Lister'a göre de Türkiye'nin NATO içindeki rolü ABD'nin SDG konusunda hareket kabiliyetini azaltıyor.

Öte yandan Trump'ın ilk dönemde asker çekmek konusunda Pentagon'a sözünü geçiremediği ancak artık daha deneyimli ve kararlı biri olarak Beyaz Saray'a döndüğü yorumları yapılıyor.

DW Türkçe'ye demeç veren Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi kıdemli araştırmacısı Dr. Mehmet Yegin'e göre Trump bu kez hedefine ulaşmakta başarılı olabilir.

"Bu dönemde Trump'ın baskın geleceğini düşünüyorum. Yine etrafındaki aktörler SDG-ABD bağının kopmaması gerektiğini düşünüyorlar, Pentagon da bunu istemiyor. Ancak Trump başından beri asker çekmek istiyor" diyen Yegin'e göre Trump'ın dış politikası üzerinde dikkatle çalışılmış bir konu olmasa da "tutarlı."

DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, Trump'ın ilk döneminde yönetime tamamen hakim olamadığına dikkat çeken Katar Üniversitesinden Türkiye uzmanı Dr. Ali Bakir de "Trump yönetimi o dönem birlik içinde değildi" diyor.

Türkiye'ye yakın güçlerin Esad'ı devirmesiyle İran ile Şii milislerin Suriye'den çekilmek zorunda kaldığını belirten Dr. Bakir, "Dolayısıyla Pentagon'un (Kürt savaşçıları) ABD'nin Türkiye'den çıkarları aleyhine desteklemesi için ortada hiçbir neden kalmadı" yorumunu yaptı.

ABD SDG'yi IŞİD'le mücadele hedefiyle desteklediğini söylüyor. SDG kontrolündeki bölgelerde IŞİD üyeleri ve ailelerinin kaldığı çok sayıda hapishane ve kamp bulunuyor.

"SDG içeriden de baskı altında"

Bakir, başta Deyrizor olmak üzere SDG kontrolüne geçen çeşitli bölgelerde Arap aşiretlerin Kürt idaresine karşı tutum değiştirdiğini de hatırlattı, bu durumun Kürt idaresini iç baskı ile karşı karşıya bıraktığını belirtti.

Esad'ın devrilmesinin ardından SDG bölgelerinde kalan bazı Arap aşiretler yeni Şam rejimi lehine saf değiştirmiş; bu Deyrizor'da yönetimin HTŞ'ye geçmesini, Rakka'da ise SDG militanlarının kalabalığa ateş açtığı kanlı protesto eylemlerini tetiklemişti.

Uzmanlara göre Arap topluluklar Esad'a tercih ettikleri SDG'yi daha fazla desteklemek için bir gerekçe görmüyor.

Bakir, "Trump tüm bu gerçekleri görebilir ve anlayabilir. Pentagon'un bu sefer ona karşı çıkması mantıksız olacaktır" görüşünü dile getirdi.

Trump ABD'nin en büyük rakibi olarak Çin'i görüyor ve tüm dikkatin Pekin ile rekabete verilmesi gerektiğini düşünüyor. Seçilmiş ABD Başkanı sadece Ortadoğu'dan değil, Avrupa'dan da asker çekmeyi savunuyor. Ukrayna savaşını sonlandıracak hızlı bir anlaşmaya ulaşabilmeyi ve Avrupa'nın güvenliğinde Avrupalı ülkeleri daha fazla sorumluluk almaya zorlayabilmeyi umuyor.

"ABD eskisi gibi değil" diyen, Amerika'nın hâlâ Soğuk Savaş döneminin "kendi yazan, kendi oynayan" aktörü gibi algılanmasının hatalı olduğunu söyleyen Yegin'e göre de Trump'ın odağında Asya Pasifik bölgesi var.

Trump ABD'nin Çin ile rekabeti öncelemesi gerektiğini düşünüyor
Trump ABD'nin Çin ile rekabeti öncelemesi gerektiğini düşünüyorFotoğraf: picture-alliance/NurPhoto/J. Arriens

Trump'ın açıklaması SDG için ne anlama geliyor?

Trump'ın ilk döneminde asker adımı bölgedeki Kürtlerin tepkisini çekmiş, mevzilerini terk eden Amerikan zırhlılarının bölge halkınca taşlandığı görüntüler ortaya çıkmıştı. Yerel halk ABD askerinin geçtiği güzergahta "Bize ihanet ettiniz" yazılı pankartlar açmıştı.

Yeni Şam yönetiminin otoritesini tanıdığını ilan eden SDG Ankara'yı Türkiye'ye yönelik bir tehdit oluşturmadığına ikna etmeye çalışıyor. Ancak Ankara'dan Suriye'nin kuzeyine yeni bir operasyonun her an başlayabileceği yönünde sinyaller geliyor.

Bu ortamda SDG kontrolündeki Rojava idaresinin dış ilişkiler sorumlusu İlhami Ahmed, Donald Trump'a bir mektup yazarak Türkiye'yi operasyondan vazgeçirmesini istedi. Kuzey Irak merkezli medya kuruluşu Rudaw'ın aktardığına göre Ahmed mektubunda "Trump'tan Erdoğan'ı kuzey Suriye'ye saldırmaması yönünde uyarmasını" talep etti.

Fox News yayınına katılan emekli ABD'li General Jack Keane de "Türkiye, desteklediğimiz Kürtlere saldırıyor. (ABD Başkanı Joe) Biden bu konuda bir şey yapmıyor. Trump geçen sefer Erdoğan'ı durdurmuştu, şimdi Erdoğan'la ilk konuşmalarının bu konu hakkında olacağını düşünüyorum" dedi.

Geçen hafta SDG ile Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) arasında, ABD'nin arabuluculuğunda Münbiç'te geçici bir ateşkese varılmıştı. Belçika merkezli Kürt haber Ajansı ANHA'nın haberine göre kalıcı çatışmasızlığı temin etme girişimleri başarısız oldu, haberde, "ABD'nin Münbiç ve Kobani bölgelerinde kalıcı bir ateşkesi sağlama girişimleri, Türk devletinin bu çabalara yaklaşımı nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı" denildi.

SDG ateşkes kapsamında IŞİD tehdidi nedeniyle daha önce orijinal yerinden alınan Süleyman Şah Türbesi'nin eski yerine getirilmesini sağlama sözü de veriyordu.

SDG komutanı Mazlum Abdi geçen hafta yaptığı bir açıklamada, "Kuzey ve doğu Suriye'deki halkımızı korumak için yeterli gücümüz var... Hiçbir tarafla savaşa girmekten yana değiliz ancak her zamankinden daha hazırlıklıyız" demişti.

"Trump için İsrail öncelikli"

Yegin Trump'ın İsrail konusundaki duruşunun da Suriye'nin geleceğinde önemli olacağı görüşünü dile getiriyor:

"İran'ın zayıflamasıyla İsrail etkisi öne çıkıyor. İsrail (Suriye'ye) bu kadar müdahil olmasaydı Trump Erdoğan'la anlaşabilirdi ama şimdi işin içinde bir de İsrail var ve Trump her zaman İsrail'e daha fazla destek verme düşüncesinde." 

İran ve Rusya'nın ardından ABD'nin de sahadan çekilmesi halinde Suriye'de sorumluluğun Türkiye'ye kalacağına dikkat çeken Yegin, "Mağazada kırdığın şey senindir. Bir sorun olduğunda Suriye'yi tamir etmesi gereken artık Türkiye gibi görünüyor. Amerika ne Irak'ı ne Afganistan'ı tamir edebildi ve çok yorulmuş şekilde çekildi" diyor, Türkiye'nin Suriye'ye hâkim görünmesinin "pahalı bir şey olabileceğini" belirtiyor.

Yegin'e göre örneğin "bir HTŞ-İsrail çatışması halinde Türkiye'nin hami pozisyonu test edilmiş olacak."

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?