Avrupa'daki Suriyeliler ülkelerine geri mi gönderilecek?
12 Aralık 2024Suriye'de Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte, bir çok Avrupa ülkesinde Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi, sınır dışı edilmeleri tartışmaları başladı.
Özellikle sağcı popülist partiler, Suriye'deki iç savaş esnasında Avrupa'ya gelmiş olan Suriyelilerin artık ülkelerine geri dönmesi gerektiğini savunuyor.
Ancak radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif güçlerin nasıl bir politika izleyeceğinin belirsizliğini koruması, hükümetleri düşündürüyor.
Almanya'da durum ne?
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) Suriyelilerin iltica başvuruları ile ilgili değerlendirme süreçlerini askıya aldı.
Almanya'da başvuruları ile ilgili değerlendirme süreçleri askıya alınan 47 bin Suriyeli olduğu belirtiliyor.
Suriyelilerin büyük bir bölümüne iltica hakkı tanınmıyor, geçici koruma statüsü veriliyor. Bu hak, işkence ya da ölüm cezası gibi nedenlerle kendi ülkesinde hayati tehlikede olan kişilere veriliyor.
Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 31 Ekim 2024 tarihi itibarıyla Almanya'da 974 bin 136 Suriyeli yaşıyor. Bu kişilerden 5 bin 90'ı iltica hakkı tanınmış kişilerden oluşurken 321 bin 444'ü mülteci ve 329 bin 242'si geçici koruma statüsü altındaki sığınmacılar. Geri kalan Suriyelilerin ise aile birleşimi gibi farklı yollardan Almanya'ya gelip farklı oturma izinlerine sahip kişiler olduğu belirtiliyor.
Diğer AB üyesi ülkeler hangi adımları atıyor?
Belçika, Danimarka, Fransa, Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, Avusturya ve İsveç de tıpkı Almanya gibi Suriyelilerin sığınma başvurularını askıya alan Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında.
AB üyesi olmayan İsviçre, İngiltere ve Norveç de benzer adımlar attıklarını duyurdu.
Bu kararlar, Avrupa genelindeki binlerce Suriyeli için belirsizlik ve endişe anlamına geliyor.
Avrupa Birliği Sığınma Ajansı (EUAA) tarafından açıklanan son resmi verilere göre, Ekim ayı sonu itibarıyla AB genelinde 108 bin 200 Suriye vatandaşının sığınma talebi beklemedeydi.
Geri göndermeye hazırlanan ülkeler var mı?
Avusturya, Suriyelilerin ülkeden ayrılmalarının kolaylaştırılması ve Suriye'ye dönüşlerinin sağlanması için harekete geçen ilk ülke oldu.
Başbakanı Karl Nehammer, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda Suriyelilerin artık geri gönderileceğini, anavatanlarına geri dönmek isteyenlerin destekleneceğini açıkladı.
Nehammer, Suriyelilerin iltica başvurularına ilişkin prosedürlerin askıya alındığını duyururken, "Esad rejiminin düşmesi Suriye'deki genel durumu değiştiriyor. Ülkenin artık vatandaşlarına ihtiyacı var. Memleketlerine dönmek isteyen herkesi destekleyeceğiz" sözlerini kaydetti.
Suriye'deki "geçiş yönetimi başbakanı" Muhammed el Beşir'in Suriyelilere yaptığı "geri dönün" çağrısı üzerine de bir açıklama yapan Nehammer, şunları kaydetti:
"Suriye'nin yeni başbakanı, ülkeyi yeniden inşa etmek için kaçan vatandaşlarına Suriye'ye dönmeleri çağrısında bulundu. Avusturya, evlerine dönmek isteyen tüm Suriyelileri destekleyecektir. Suriye'deki yeni yöneticiler, geri dönenleri kabul etmek ve Avusturya'dan geri dönüşleri kolaylaştırmak için hızlı bir şekilde istikrarlı koşullar tesis etmeli."
Almanya'da ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Olaf Scholz başbakanlığındaki hükümete buna benzer bir geri dönüş programı hazırlama çağrısı yaptı, hatta ülkelerine dönecek Suriyelilere 1000 euro ödenmesini önerdi. Ancak hükümet Suriye'deki belirsizliğe dikkat çekerek bunun için henüz erken olduğunu düşünüyor.
Hak savunucuları ne diyor?
İnsan hakları ve mültecileri koruma örgütleri Avrupa'nın gündemine damgasını vuran bu tartışmaları sert ifadelerle eleştiriyor.
Alman mültecilere yardım kuruluşu Pro Asyl, "Suriye'de devam eden kaos ve şiddet göz önünde bulundurulduğunda, geri göndermenin gündeme getirilmesi gerçekçi değil, tehlikeli ve sorumsuzca" açıklamasını yaptı.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) de siyasi partilere mültecileri Almanya'daki seçimlerde araçsallaştırmama çağrısı yaptı, hiçbir hükümetin istemedikleri halde Suriyelileri geri göndermemesi ve bunu planlamaması gerektiğini söyledi. UAÖ, ayrıca Suriyeli mültecilerin bu tartışmalarla daha büyük bir belirsizlik sürecine sürüklenmemeleri gerektiği konusunda uyardı.
Suriyeliler kolayca sınır dışı edilebilir mi?
Hayır. Geri göndermeme ilkesi (non refoulement) uyarınca bu mümkün değil. Bu ilke, gidecekleri ülkede işkence, insanlık dışı muamele veya ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalma riski bulunan kişilerin sınır dışı edilmesini, iade edilmesini veya geri gönderilmesini yasaklıyor.
Bu, uluslararası hukukun temel bir ilkesi, kısaca Cenevre Mülteci Sözleşmesi olarak adlandırılan, Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme'de de yer alıyor.
Esad rejiminin devrilmiş olması yeterli bir neden mi?
Hayır, Esad rejiminin devrilmiş olması iç savaştan kaçıp başka ülkelere sığınmış olan Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesi için tek başına yeterli bir neden değil.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) de açıkça belirttiği üzere, 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi uyarınca mülteci statüsünün geri alınması için "menşe ülkede köklü ve kalıcı değişiklikler" gerekli.
Hem UNHCR hem Avrupa Komisyonu, son günlerde yaptıkları açıklamalarda öncelikle Suriye'deki gidişatın izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen da bir kaç gün önce Suriyelilere ev sahipliği yapan ülkelere "geri göndermek için acele etmeyin" çağrısı yaptı. Suriye'de siyasi belirsizliğin sürmekte olduğuna dikkat çeken Pedersen, "İnsani durum felaket boyutta. Ekonomi çökmüş durumda" diyerek ülkedeki yaşam koşulların çok ağır olduğuna vurgu yaptı.
Şimdi Suriye'ye ilişkin öncelikli beklenti ne?
Uluslararası toplum, Suriye'de istikrar sağlanmasını, demokratik, çoğulcu, azınlıkları koruyan bir düzen inşa edilmesini bekliyor.
Gözler radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) tarafından "geçiş yönetiminin başbakanı" olarak atanan Muhammed el Beşir'e çevrildi. AB, Suriye'deki yeni yönetimi henüz tanımadı. Hatta ABD ve Türkiye gibi AB de HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
Bununla birlikte Almanya ve Fransa, insan haklarına saygı göstermesi, etnik ve dini azınlıkları koruması koşuluyla Şam'daki yeni yönetimle diyaloğa yeşil ışık yaktı.
AFP, Reuters / DA, TY
DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?