BM altı ayda 1 milyon Suriyelinin dönmesini bekliyor
17 Aralık 2024Birleşmiş Milletler (BM), Beşar Esad rejiminin devrilmesi sonrasında 2025'in ilk yarısında, iç savaş nedeniyle ülkesini terk eden yaklaşık bir milyon Suriyelinin ülkesine dönmesini bekliyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü Rema Jamous Imseis, "Suriye'deki son gelişmeler, Dünya gezegeninde gördüğümüz en büyük yerinden edilme krizinin nihayet çözüme kavuşması yönünde muazzam bir umut yarattı. Önümüzdeki yıl Ocak ayı ile Haziran arasında yaklaşık bir milyon Suriyelinin geri dönebileceğini tahmin ediyoruz" dedi.
"Hiçbir Suriyeli zorla ülkesine gönderilmemeli"
Imseis, diğer yandan rejim değişikliğinin insanî krizin hemen sona erdiği anlamına gelmediğine de vurgu yaptı. Suriye'nin çok büyük zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret eden BM yetkilisi, milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapan ülkelere, sığınmacıları alelacele geri göndermekten kaçınmaları çağrısında bulundu. Imseis, "Hiç kimse Suriye'ye zorla gönderilmemelidir ve Suriyelilerin iltica süreçlerine erişim hakkı korunmalıdır" dedi.
Esad'ın 8 Aralık'ta devrilmesinin hemen ardından aralarında Almanya ve Avusturya'nın da bulunduğu bazı AB ülkeleri, Suriyelilerin iltica başvurusu değerlendirme süreçlerinin askıya alındığını açıklamış, aşırı sağcı partiler, Suriyelilerin sınır dışı edilmesi için hükümetlere baskı yapmaya başlamıştı.
"İltica hakkına saygı duyun"
Jamous Imseis, iltica süreçlerini askıya alan ülkelere seslenerek "Lütfen ülke topraklarına giriş ve iltica başvuru hakkına saygı duymayı sürdürün. Yerinden edilmiş insanlar 14 yıl sonra öyle kolayca bir gecede bavullarını toplayıp savaştan harap olmuş bir ülkeye geri dönemez. Suriye'nin geri dönecek kadar güvenli olup olmadığını değerlendirmek için Suriyelilere ve bize zaman tanıyın. Şu an bunun için çok erken" ifadelerini kullandı.
Esad rejiminin devrilmesi sonrasında pek çok kişi Suriye'ye geri dönerken ülkede son üç haftada, çoğu kadın ve çocuk bir milyonu aşkın kişinin evini terk etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Imseis, "8 Aralık öncesinde var olan risk grupları, artık aynı derecede korumaya ihtiyaç duymasa da ya da haklarına yönelik ihlaller konusunda aynı tehdit ya da korkuya sahip olmasa da rejim değişikliği sonrasındaki süreçte başka kırılgan gruplar ortaya çıkmıştır" dedi.
AFP/BK,TY
DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?